Benim Anne Olmaklığım

Kabul edin. 
Onların en büyük hakkı gerçek bir “anne”ye sahip olmak. 
Ama yanlarında bir dayatma, 
kitap yığını ya da kirli internet bilgisi buluyorlar.

Aslında karmaşık hiç bir şey yok. Ne doktorların bilebileceği, ne arkadaşınızın önereceği, ne de televizyonda gösterilebilecek bir bilgi yok. Anne sensin, çocuk senin çocuğun. Anne ne bir doktor, ne bir teyze ne de bir uzman olabilir… Tüm bu insanlar, annenin hissedebileceğinin onda birini söyleyemez. Eğer ben bebeğimi bu kadarcık bilgiyle büyütürüm arkadaş diyorsan hay hay.. Yok ben daha fazlasını istiyorum diyorsan kapa kulaklarını, gerekiyorsa gözlerini de kapat ve iç sesine odaklan. 

Bunu yapmak gerçekten zor biliyorum ama bebeğinle bağlantıyı kurduğun an hayat çok daha kolay olacak. 

Her Şey Dokunmakla İlgili…




Ona özgürce dokunduğunda bağ da oluşmaya başlıyor. 



Muhtemelen bu maymun bebeğini kaç kere kucakladığı ne kadar kucağında tuttuğuyla ilgili hiç eleştiri almıyor. Bebeğiyle uyursa bebeğini öldürebileceğini de kimse söylememiş olsa gerek. Ve yine muhtemelen içindeki sesi dinleyerek rahatça koynuna aldığı bebeğiyle uyuyor. 

Özgürce dokunmak, onun tüm varlığını hissetmek ve kabul etmekle mümkün oluyor. 



Bebek dünyaya baş aşağı bakmak istiyor. Aman kafasına kan gitmesin, ay sırtı incinmesin hoop yukarı kaldırılıyor. Normal bir insan için kafaya kan gitmesi kötü bişi olsa neden ellerimiz üzerinde yürüyebiliyoruz kardeşim biz? Bebek özgürce hareket edebilmeli annesinin kollarında. Bebek nasıl tutulur diye anlatılan her şeyi unut gitsin ya.. Tut istediğin gibi bebeğini. İstersen top yap koltuğunun altına al. İçinden ne geliyorsa onu yap. 

Dokunmak, yeni doğan bebeğe 
Temel ihtiyaçlar dışında da elini çekmeden dokunmak 
(şaka yapmıyorum).



Tıpkı bir hayvan gibi. Yavrusuna bakan hayvanlar yavrularından sadece beslenme ve tuvalet ihtiyaçları için ayrılıyor. Bizim kedimiz doğurdu. Sadece su içmek ve tuvalet için kalkıyordu yavrularının yanından. O zaman karar vermiştim onu örnek almaya. Bebeklerin annelerine dokunduklarında ısılarının ve kalp atışlarının stabilize olduğunu sonradan öğrendim. Bu hafife alınacak bir ihtiyaç değil. Bir hak.

Çocuğu emzirirken rahat etmek kaliteli temas sağlıyor.  



Çocuğu emzirmek için şekilden şekile girmek diye bir şey yok. Sen istediğin şekilde dur, yavrun zaten o kadar minik ki senden daha kolay rahat edeceği bir pozisyon bulabilir. Sen doğumdan yeni çıkmış kıymetli bedenini rahat ettir. Zaman içinde ise fotoğraftaki rahatlığa erişmek mümkün. Anne bebeğinin beslenebileceğine, bebek ise annenin varlığına güvenecek. 

Bırak neyi istiyorsa ellesin. Ağzına soksun. Sütünle koru, iyileştir.



Dünya çok pis evet ama ellemeden, ağzına sokmadan duramıyor. Dünyadan aldığı mikroba karşı sütünle korunuyor. Bırak bebek özgürleşsin. Bırak memeler halletsin. Bir çok patoloji anne sütü ile gideriliyor. Yeni doğan sarılığından, soğuk algınlığına hatta diş çıkarırken çektiği ağrılara kadar anne sütü iyileştiriyor. 

Yemeğine ortak et. 

Bebek ne yiyecek diye hiiiiç strese sokma kendini.



Çocuğun yiyeceği evde stres yaratacak bir gündem olmamalı. Zaten tüm bebekler için söylenen 3 gram peynir, yarım yumurta yemeli ahkamları milyonlarca bebek için aynı anda faydalı olabilir mi? Her şey bir kenara benim çocuğum yumurta sevmiyorsa ne yapayım… Öğün öğün cipsleri, çikolataları gömmüyorsan ver sen ne yiyorsan yavruna. Alması gereken tüm besinleri sütünden alan bir bebekle yemek paylaşmak çok ama çok özel bir paylaşım. 

Bonus: bu gecenin armağanı saf annelik:











Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haddi Hududu Bilene Mesajlar

Arzuhalci