Kayıtlar

edebiyat etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Haddi Hududu Bilene Mesajlar

Önce kendi gözlerimle anneme baktım  Sonra annemin gözleriyle kendime  Sonra ananemin gözleriyle anneme  Annemin gözleriyle ananeme bakmaya cesaret edemedim  Aldım kendi gözlerimi  Kızıma baktım bu kez  Ananemin gözleriyle annesine  Ninemin gözünden büyük nineme bakmak isterim ama boyum yetmez  Onun yerine ninemin gözünden kendime baktım  Ne kadar da küçüğüm  Kızımın gözünden kendime baktım  Ne kadar da büyüğüm  Boyum anneminki kadar olsa yeter derdim  Ama bak ona ulaşamadım  Arada kaybolan bağım  Dileyip bulacağım  Seni Allah’tan diledim anne  Seni annem yapan babamdan  Ananemin rahminde bekledim seni Ninem ananemi karnında büyütürken  Her yanı erkek kesmişken ananemin  Ninemi kurtarırken kurtların elinden  Severken dedem kadınları kızları  Cellatlar ve doktorlar karışmışken kanımıza  Sürülürken koyunlar ve insanlar oradan oraya  Ayrılırken süt kuzuları analarından...

Beni uçurumun kenarında yakalayan adam: Nietchzsche

Resim
(Bir Liseli Kurtarma Hikayesi) Lise ikiye kadar dünyada yalnız olduğumu düşünüyordum. Yani öyle “kimse beni anlamıyor” romantizmi değil; baya baya, “kimse düşünmüyor” tespitiyle tripliyim. O zamana kadarki okuma yolculuğum Gülten Dayıoğlu, Kemalettin Tuğcu, İpek Ongun üçgeninde dönüp duruyordu. Çocuk klasiklerini pek sevmezdim, neden bilmem. Sonra J.K. Rowling geldi, iyi ki geldi. Ama büyücüler dünyası fantastik bir kaçıştı sonuçta. Gerçek dünyayla uzlaşamıyordum. Babamdan yadigar Yaşar Kemal, Tolstoy, Dostoyevski gibi ağır toplara gereğinden erkenden bulaştım. Kullandıkları dünya, benimkine fazla benziyordu. Madem zaten içindeyim, niye tekrar okuyayım? Hayır yani Çukurova’nın güneşi televizyondan gazeteden sızıp beni de yakıyor zaten, tekrar sayfa sayfa çekmeye gerek yoktu. Annemden Duygu Asena – Kadının Adı Yok , Ahmet Altan – Aldatmak … İçimde uçtan uca gidiyorum, bir yanda işin magazini. Bir yanda “eşsiz” düşüncelerimi sakınma çabası… İlkokul-ortaokul arası yaşam, ölüm, A...