Kayıtlar

Kasım, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

22’ye Döndüm, Koynunda Uyuyorum

Çok âşık, çok evlat, çok kardeş, çok sevgili, çok dostum… Hem eksik, hem fazla, hem çok küçüğüm… Savunmasız, güçlü, özgür ve nadiren itaatkârım. Bir sürü hata yapar, istemeden kalp kırar, telafi etmeye çalışırım. Tüm bunlar ve niceleriyle uyuyorum… Tüm eksik ve fazlalıklarımla kendime sığınıyorum. Bir yaş daha koydum cebime. Yeteri kadar biriktirdiğimde, renkli misketler gibi saçacağım ortalığa. Paylaşacak herkese şimdiden minnettarım. Aylin

Albert’in Cenaze Suyu

Yer: Fethiye. Durum: Dövme stüdyosundayım. Sezonun en yoğun günlerinden biri. O gün stüdyodan on dövme çıkmış olabilir; hepsi de "hatırısayılır" işler. Sabahın köründen beri ayaktayım, karnım aç, midem isyanda. Hızlıca ne bulduysam atıştırıyorum. Lök diye oturuyor içime. Ne yediğimi hatırlamıyorum ama hatırladığım şey: çok hızlıydı ve çok gereksizdi. Günün sonunda içeri 75 yaşlarında, İngiliz bir teyze giriyor. İsmi Mary ya da Margaret. Ama ben ona içimden "Aunt Mary" diyorum. Yıllar önce beline Albert adını dövme yaptırmış. Şimdi onu sildirmek istiyor. Kararlı: Albert mezara gelmeyecek. Katalogdan çiçekli-böcekli bir dövme beğenmiş. Ama baktım tasarım… yani Albert’i kapatması imkânsız. Kapatabilsek bile… bir süre sonra Albert çiçeklerin arasından sızar. Renklerin içinden usulca belirir. Albert kendini unutturmaz. Mary teyzenin cildi buruş buruş. Albert’i kazıttığı bölgeye üç kişiyle eğilip uğraşıyoruz. Aunt Mary kıpırdamıyor. Kararlı. Albert mez...